Haber

Başkan adaylarının vücut dili ne diyor: ‘Tokatlamaya hazır öğretmen’

14 Mayıs seçimlerine dört gün kaldı. Anketlerde, her aday için ‘işe yarayan’ sonuçları hızlı bir şekilde bulmak mümkündür. Peki, sandıktan çıkan haber ne olursa olsun, 4 cumhurbaşkanı adayı propaganda yaparken kullandıkları, seçtikleri yerler, vücut dilleri bize ne anlatıyor?

Vatan Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce neden hep ayakta, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu neden çalışma odasından, mutfaktan seçmene sesleniyor? Çet İttifakı adayı Sinan Oğan’ın sakin duruşunun sebebi nedir?

Psikiyatrist ve yazar Cemal Dindar ile; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kılıçdaroğlu, İnce ve Ogan’ın sözlerinden çok beden diliyle anlattıklarını konuştuk.

Cemal Dini

‘IŞIKLI EVDEN ARAYMAK GÜVENİN GARANTİSİ OLUR’

Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na baktığımızda hep mutfağından ya da kütüphanesinden değerli kararlarını anlattığını görüyoruz. Bunu nasıl okumalıyım?

Belki bir önceki vardır. Benim için Kemal Bey’in bu açıklamalarının başlangıcı, 6 Şubat Pazarcık Depremi’ni takip eden günlerde deprem bölgesinde gecenin karanlığında yaptığı açıklamadır. Esasında ‘Yenikapı ruhu’ gibi telaffuzlara temellerin atılmasından sonra mevcut iktidarın halkın talihsizliğini deşifre ettiği ve devlet-hükümet kimliğini bozduğu ifadesiydi. Bunca yıkımın ortasında mutfağı ve kütüphanesiyle yaşayan, aydınlık bir konuttan aramak, temel güvenin garantörü olmakla eşdeğerdi.

‘ESKİ ÖĞRETMEN TİPİ TOKADI’YI ALMAYA HAZIR’

Muharrem İnce, katıldığı geniş katılımlı programlarda kendisine ayrılan koltuktan çok ayakta, insanlara yaklaşarak ve ayakta konuşmayı sever. Bunun bize söylediği bir şey var mı?

Öğretmen kimliğinden gelen bir alışkanlıktır. Onun gözünde hepimiz sınıftaki birer öğrenciyiz. Sanırım bu illüzyona kapılan aslında öğrenci olan bir grup genç vardı. Sınıfta sıraların ortasında gezinen, şakalarıyla baştan çıkaranları tokatlamaya hazır eski kafalı bir öğretmen tipi. Beden diline yaslanmak… Sohbet bittiğinde kafanızda pek bir içerik kalmaz ama etki bırakırlar.

‘TAYYİP BEY MİTOSU BAŞARIYLA YARATTI’

Kılıçdaroğlu’nun aksine Erdoğan’ı daha resmi ortamlarda ve daha çok dışarıda görüyoruz. Bir iki şey söylemeyen, her şeye hakim, bir sözle dört kişinin fırlayıp dediklerini yapan biri olarak ekrana yansır. İzleyici olarak bunu nasıl izlemeliyiz?

Tayyip Bey zamanla kendi taklidine dönüşmüştür. Hala etkili, hipnotize edilmiş bir izleyici kitlesi var ama bu etki şimdiki değil, geçmişin rüzgarı… Kimilerine göre ise kahramanlık anlatısını karşılayan mitolojik bir varlık. Bu efsane, dozda kalırsa, bir başkan için her zaman avantajlı bir konum sağlar. Ama o konutla bağı kopunca kendi önüne yerleşir. Bu şekilde düşünüldüğünde Tayyip Bey kendi yarattığı efsaneye yenik düşmüştür.

‘LİDER KİMLİĞİ DEVLET ADAMI KİMLİĞİYLE UYUŞTU’

Yeri geldiğinde bayram çikolataları dağıtırken bile ‘gel kızım böyle bir şey bulamazsın’ diyecek kadar cüretkar, ‘elinde tutma erirsin’ diyecek kadar müdahaleciydi. o’… Son hastalığında bir köşe yazarı, ‘cumhurbaşkanı insandır’ demişti. Bize göre olmayan bu ‘makine Erdoğan’ imajı bilinçli bir tercih mi?

Halk olarak bunca tecrübeden sonra ortaya koyduğum argüman temelsiz görünebilir ama paradoksal bir şekilde Tayyip Erdoğan’ın bir siyasi hareketin lideri kimliği ile mahalledeki kardeş kimliği birbirini çok destekliyordu ve her ikisi de onun Erdoğan kimliğiyle çatışıyordu. “devlet adamı”. Özellikle küçük yaşlarda ‘devlet adamı’ olmak istemiş ve bunun için çaba sarfetmiştir… Ancak güçlenip partisini ve devletini kişiliğinin bir parçası olarak yaşadıkça özgünlüğüne dönmüştür… Bazıları vardır. ustalar, yaptığı her şeye aykırıdır, çıraklara asla öğretilmemeli ama o tatbik ediyor ve çalışıyor. Menfaat yöntemi… Tam bir siyaset teknisyeni oldu.

‘SİNAN OĞAN’IN KAVRAMLARIN RUHUNA SAYGILI BİR DİLİ VAR’

Erdoğan’ın ‘buna kimseye gerek yok’ halinin yanı sıra Kemal Bey’in ‘masayı kurması’, mitinglerinde cumhurbaşkanı yardımcılarıyla birlikte sahneye çıkması bize ne anlatıyor? Mesela benim aklıma hemen Trabzon mitingindeki kepli fotoğraflar geliyor. İmamoğlu’nun orada olması tabloyu tamamlıyor/güçlendiriyor, bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Bunu sadece cumhurbaşkanlarının tutumlarındaki farklılık açısından görmüyorum. Toplumun yarısı kendisini bir başkana emanet edip onun gölgesinde yaşamaya devam etmek istiyor. Diğer yarısı ise bir daha asla böyle bir lider gölgesi istemiyor.

Sinan Ogan’ın diğer milliyetçi isimlerden çok daha makul ve empatik olduğunu görüyoruz. Kendi düşüncelerinden daha sakin konuşuyor. Ümit Özdağ’ın HDP’ye oy vereceğimi söyleyenlere yönelik saldırgan tavrını da anlamaya çalışıyor. Kılıçdaroğlu’na yönelik saldırı girişimi karşısında mantıklı bir tavır izliyor. Bu bilgiler ışığında Sinan Ogan için neler söylemek istersiniz, kazananı ilk tebrik eden o olacak gibi…

Sinan Oğan kesinlikle evrensel kültüre hakim, siyasete atılırken akademik kimliğini rafa kaldırmayan bir insan. Kavramların ruhuna saygılı bir zihne sahiptir. Özellikle AKP’nin önümüzdeki dönemde tasfiye edilmesi durumunda bunun Türk milliyetçiliğinde bir değişim rüzgarının işareti olması da olasıdır.

‘SELAHATTİN DEMİRTAŞ BU SAHNEDE ÖNEMLİ BİR İSİM’

Aramaktan bahseden Muharrem İnce’nin WhatsApp kümesine bildirim göndererek Zafer Partisi, Adalet Partisi ve Haksız Parti ile ittifak müzakerelerinden ayrıldığı iddia edildi. 2018 seçimlerinde kamera karşısına geçmek yerine bir gazeteci aracılığıyla ‘adam kazandı’ açıklamasını paylaşmayı tercih etti. Bu deneyimler ışığında ve adayların kişilik özelliklerine baktığımızda kaybeden adayların izleyeceği yol hakkında öngörünüz nedir? Mesela olası bir Kılıçdaroğlu zaferinde Erdoğan Kılıçdaroğlu’nu arar mı?

Sondan başlayacak olursak, Tayyip Bey’in böyle bir tavır alması çok zordur, çünkü en küçük kayıp, var olma-yok olma sorunudur. Ama varlığının devamlılığından eminse belki… Bu da zordur, çünkü yaşadığı dönem kendi kişiliğiyle özdeşleşmiştir. Devlet görgüsüne sahip Sinan Bey ve Muharrem Bey bu çağrıları yeni bir duruma gelme zorunluluğu ile yapıyorlar sanırım. Kemal Bey kaybederse kayıtsız şartsız arayacaktır ve bence mevcut sahnede böyle bir kayıp onun için bir siyasetçi olarak tabandan önemli bir kayıp olacaktır. Bu sahnede değerli bir isim Selahattin Demirtaş. Kendisi Türkiye’de değerli bir siyasi şahsiyettir ve bu denklem aynı zamanda onun ve temsil ettiklerinin cezaevinde kalıp kalmayacağıyla da ilgilidir. Seçim zarfındaki mektuplardan biri bu. Yeni bir toplumsal sözleşme…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
istanbul escort
istanbul escort
istanbul escort