İş

Savunma Sanayisi İşçilerine Refah Payı Talebi

Türk Harb-İş Sendikası Genel Başkanı Alaattin Soydan, milli savunma sanayisinde çalışan işçilerin ücretlerine “refah payı” ya da “savunma sanayi primi” adı altında ek ücret verilmesi talebinde bulundu.

Türk Harb-İş Sendikası tarafından Kızılcahamam’da bir otelde “8. Savunma Sanayinin Millileşme ve İş Gücü Durumu Çalıştayı” düzenlendi.

Çalıştayın açılışında konuşan Sendika Genel Başkanı Soydan, savunma iş kolunda örgütlü bir sendika olduklarını, bu iş kolunun önemini göz önünde bulundurduklarında devlet ve vatanın bekasının her şeyin önünde geldiğini ifade etti.

Savunma sanayisinde çalışan işçilerin yaşadığı ekonomik zorluklara işaret eden Soydan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’a, ilgili bakanlara ve siyasi parti temsilcilerine bu zorlukları belgelerle anlattıklarını bildirdi.

“Haklı olmam, ileride ciddi sıkıntılar yaşayacağımızın göstergesi”

Soydan, bu görüşmelerde kendilerine haklı olduklarının söylendiğini aktararak, “Bütün samimiyetimle söylüyorum, keşke bu konuda haklı olmasam, haksız olsam. Çünkü benim haklı olmam bizim alanımızda ileride çok ciddi sıkıntılar yaşayacağımızın göstergesi.” dedi.

Bu görüşmelerden olumlu sonuç elde edemeyince ülke genelinde çeşitli eylemler düzenlediklerini anımsatan Soydan, hayati önemdeki savunma sanayi alanında gidişatın sıkıntılı olduğu görüşünü paylaştı.

Soydan, savunma alanında nitelikli iş gücü sorununun bulunduğunu belirterek, şunları söyledi:

“2023 ocak ayı ile 2024 ağustos ayı arasındaki 20 ayda 4 bin 600 üyemiz emekli olmuş. Aynı dönem 400 arkadaşımız da ekonomik sıkıntılardan dolayı istifa etmiş. Yani bahsettiğim tarihler arasında toplam 5 bin arkadaşımız iş yerlerimizden ayrılmış. Son zamanlarda gündemi çok işgal ediyor, 2024 emeklisi ile 2025 emeklisi arasında maaş bağlama oranından kaynaklı oluşacak farktan dolayı tahminlerimize göre, bu yıl sonunda askeri fabrika ve tersanelerden 2 bin 300 civarında arkadaşımız emekli olacak. Yine 200 civarında arkadaşımızın da istifa yoluyla ayrılacağını düşünüyoruz.

Yani 2 senede askeri fabrikalar ve tersanelerden ayrılan işçi sayısı 7 bin 500 civarında oluyor. Bu, son 2 senede askeri fabrika ve tersanelerde çalışanların yüzde 35’inin bu alandan ayrılması anlamına geliyor. Düz mantıkla baktığınızda yüzde 35’i bu alandan çıkmış görünüyor ama etki alanı olarak baktığınızda yüzde 60-70’ini kaybetmişiz gibi etki yapacak. Çünkü işi en iyi bilenler, en kalifiye olanlar, ustalar, tabiri caizse öğretmenler, yeni gelecek işçileri yetiştirecek olanları kaybediyoruz.”

“Askeri fabrika ve tersanelerde tecrübe aktarımı çok önemli”

Savunma sanayinde çalışan kalifiye işçinin sahip olduğu nitelikler bakımından yerinin zor doldurulacağına işaret eden Soydan, askeri fabrika ve tersanelerde tecrübe aktarımının çok önemli olduğunu vurguladı.

Soydan, kimsenin emeğini küçümsemediğini ancak işçi denilince kamuoyunda yerleri süpüren, çay demleyen, yemek yapan veya şoförlük gibi işleri yapan kişilerin akla geldiğini ifade ederek, “Ama ben MİLGEM’leri, milli denizaltıları yapan, F16’ları uçuran, tankları yürüten, fırtına obüslerini yapan işçiden bahsediyorum. İşte akıllı mühimmat diye söylüyorsunuz, o mühimmatı akıllı yapan hassas güdüm kitlerini yapan işçilerden bahsediyorum. Bu işçilerden 13. derecede olan bir üyemiz, ikramiye, sosyal yardım, hatta ayakkabı parasına kadar her şeyi dahil edip 12’ye bölüp maaşının üzerinde giydirdikten sonra ekim ayında 30-32 bin lira civarında maaş alacak.” diye konuştu.

Savunma sanayisinde harika işlerin yapıldığını belirten Soydan, şöyle devam etti:

“Nasıl sıkıntılı bir sürece gittiğimizi bir örnekle anlatmak istiyorum, Airbus ile yapılan A400M uçağının retrofit anlaşması var. A400M uçaklarının tüm Avrupa’daki retrofit çalışmalarını Kayseri’deki 2. Hava İkmal Bakım iş yerimizde yapıyoruz. Geçen yıl Airbus yetkilileri, bizim iş yerlerimize yani Milli Savunma Bakanlığımıza en düşük fiyata, sıfır hatayla ve en kısa zamanda A400M uçakların retrofitini yaptıkları için bir takdir yazısı göndermişlerdi. Biz İspanya ve Avrupa’dan gelen uçakların retrofitini yapıyoruz. Havacılıkta değişik belgeler var. Bu belgeleriniz olmadan size bunları yaptırmazlar. Airbus şimdi ‘Bu belgelere sahip birçok insan emeklilik veya istifa yoluyla ayrıldı. Nereye gidiyorsunuz? Bu işi yapabilir misiniz, yapamaz mısınız diye kendinizi kontrol edin. Bizim kafamızda soru işareti oluşuyor’ diyerek bize ikaz yazısı gönderdi.”

Soydan, savunma sanayisi işçilerinin Mehmetçik’in sınır ötesi operasyonlarına da katılarak arızalanan tank, tüfek ve iş makinelerinin tamirlerini gerçekleştirdiklerini belirterek, bir işçinin, operasyon bölgesinde arızalanan iş makinesini, şirketlerin 3 milyon liraya tamir etme teklifine karşı yaklaşık 1000 liralık maliyetle tamir ettiğini anlattı.

“Yıllık izne çıktıklarında maaşlarından yüzde 16 kesinti yapılıyor”

Savunma sanayisindeki işçilerin yıllık izne çıkmaları halinde maaşlarından yüzde 16 kesinti yapıldığına dikkati çeken Soydan, “Bizim temsil ettiğimiz, şu anda Milli Savunma Bakanlığının işçisi olan arkadaşlarımız yasal zorunluluk olmasa senelik izne çıkmak istemiyorlar. Yasa gereği mecburen çıkmak durumundalar. Çıktıklarında da çok üzülerek söylüyorum, bazen onlardan birini düğün salonunda garsonluk yaparken veya kuryelik yaparken görüyorum. Yani bırakın tatil yapmayı adamlar memleketine gidip annesini, babasını bile ziyaret edemiyor.” ifadelerini kullandı.

Soydan, tüm çalışanların vergi dilimiyle ilgili ortak bir sorunu olduğunu belirterek, az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınması ve vergide adaletin sağlanması gerektiğini söyledi.

“Askeri fabrika ve tersanelerimize acilen işçi alımı yapılması gerekiyor”

İşçilerin vergi dilimlerinin brüt kazanç üzerinden hesaplanmasına tepki gösteren Soydan, “Adamın hiç almadığı, hiç cebine girmeyecek brüt maaşı üzerinden kazancı hesaplanıp toplanarak vergi dilimlerinin arasında geçişler yaptırılıyor. Bunun da akılla, mantıkla izah edilir bir tarafı yok.” dedi.

Soydan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Belirttiğim durumlar göz önüne alınarak özel bir iş kolu, hayati bir alan olan milli savunma sanayisinde çalışan işçilere adına refah payı, savunma sanayi primi denilebilir yani bu insanlara yaptıkları işin kalifiye ve özel oluşundan dolayı bir farklılık yapılması gerektiğini düşünüyor ve bunu talep ediyoruz. Savunma sanayisinde yüzde 100 yerli ve milli hedefimizin sekteye uğramaması için askeri fabrika ve tersanelerimize acilen işçi alımı yapılması gerektiğini düşünüyorum.”

Soydan, kamu işçisi olup toplu sözleşmesi ocak ayında başlayanlarla mart ayında başlayanların 6 aylık alacağı zammın arasında oluşan yüzde 6,43’lük farkın ek protokolle kaldırılmasını da talep ettiklerini bildirdi.

Türkiye’nin yakın coğrafyasındaki ülkelerde yaşanan savaş ve iç karışıklıkları anımsatan Soydan, “Böyle bir coğrafyada eğer bu vatanda ilelebet kalmak istiyorsak savunma ve güvenlik alanında maliyet hesabı yapmayı çok doğru bulmuyorum. Çünkü milli savunma, 50 senede ya da 100 senede bir lazım olur ama o gün hazır değilseniz sonuçları çok vahim olur.” ifadelerini kullandı.

“Savunma sanayisinde dışa bağımlılığımız yüzde 20 seviyelerine düştü”

Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Görevlisi Tarkan Zengin de Türkiye’de savunma sanayisi alanın taşıdığı öneme dikkati çekerek “2002’de 62 olan savunma sanayisi proje sayısı şu anda 1013’e çıktı. Yine 2002’de 56 olan savunma sanayisi şirketi sayısı da 2 bin 500’ü aştı. Projelerin büyüklüğü ise 96 milyar doları aştı. Bütün bunların neticesinde savunma sanayisinde dışa bağımlılığımız yüzde 80’lerden yüzde 20 seviyelerine düştü.” açıklamasında bulundu.

Konuşmaların ardından çalıştaya katılan akademisyen ve gazeteciler, savunma sanayisi alanındaki işçilerin yaşadıkları sorunlara ilişkin fikirlerini paylaştı.

basyayla-ajans.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu